Velev ki Müslümanlaş(tırıl)mış bir Pontoslu Rum aday olsaydı
Aziz Küçük
Türkiye’de bir makas var ama abartıldığı kadar keskin ayrımlarla bölünmemiş. 90’lı yılların “korku gündemi” Pontos meselesi Kemalist cenahta gündem olurdu. Emin Çölaşan, Saygı Öztürk gibi “gri” renkli tipler Yunanistan’ın emellerinden, istihbarat örgütlerinin gençleri devşirmeye çalıştığını yazarlardı.
Dünyanın belki de en itici top sakallı insanı diyebileceğimiz Hulki Cevizoğlu televizyon programında insanlara pusu da atardı o yıllarda.
Bugün bu mahallede Banu Avar bu misyonla hareket ediyor. Malum Santalı yazar Fotiadis’in “Pontos Soykırımı” kitabını sadece kolluk güçlerine değil, her daim devletin ikbali için rol almaya pek hevesli Anadolu irfanı insanına da çağrı yaparak satışını engellemeye çalıştığını da unutmayalım. Tabi 90’lardan bugüne köprünün altından çok sular geçti.
“Yaratılanı Yaradan’dan ötürü sevenler” iktidara geldi.
Bugün yaşanılanlar geçmişin (bir iki farkla) basit bir tekrarı gibi. Yerel seçimler sürecinde hükümet cephesinden İmamoğlu’na ilk polemiği kendisi de Trabzonlu olan ve bir dönem Binali’nin de danışmanlığını yapan Mustafa Şen başlattı. Karalamanın kod adı Makarios’un heykeliydi. Ki sonrasını biliyoruz anlatmaya yazmaya gerek yok. Sırasıyla tüm siyasal İslamcılar koro halinde Pontos meselesini diğerleri gibi kriminalize ettiler. Polemiklerden , genel siyasetin lümpenliğinde ve “erkek” rekabetinin dışına çıkarak aklıma takılan bir soruyu sormak istiyorum.
Gerçi Yetvart Danzikyan 07.06.2019 tarihinde Agos gazetesinde “İçimizdeki Pontos” yazısında sormuştu. Velev ki “Peki ya günün birinde kendini Müslümanlaş(tırıl)mış birisi olarak tanımlayan bir siyasetçi meydana çıkarsa. Ne yapacağız? Onu gerçekten Topal Osmanlara mı kurban edeceğiz?”
Soru bu kadar basit esasında.
RUM DÖNMESİ DAMGASI YİYEN EYÜBZADE ÖMER FEVZİ BEY
Aklıma hemen Trabzon Maçkalı avukat ve gazeteci Eyübzade Ömer Fevzi Bey geldi. Trabzon Muhafaza-i Hukuk Cemiyetinden olan Ömer Fevzi Bey, Erzurum Kongresi’ne Sürmene delegesi olarak katılmıştı.
Ancak farklı fikirlerini dile getiren Ömer Fevzi Bey Mustafa Kemal ile ters düşmüş, bunun bedelini de hakkında tutuklama kararının çıkarılmasıyla ödemişti.
Bakın Kazım Karabekir İstiklal Harbimiz isimli kitabında Fevzi Bey hakkında neler yazmış, “Ömer Fevzi hakkında birkaç gün yapılan tahkikatta bu herifin elli sene evvel Rum iken Müslüman olan bir aileye mensup olduğu anlaşıldı. Erzurum kongresine geldiği zaman bilhassa ordu ve askerlik aleyhine beyanatıyla dikkat çekmişti. Derhal tutuklanmasını mahkeme edilmek üzere Erzurum’a gönderilmesi emrini Trabzon Mevki Komutanlığı”na verdim.”[1]
Tutuklama kararı üzerine Eyübzade Ömer Fevzi Bey, önce Trabzon’dan, sonra memleketten çıkmak zorunda kalarak Fransa’ya gitmiş, hükümetçe, memlekete girmeleri yasaklanan 150 kişilik listeye (Yüzellikler Listesi’ne) konulduğundan uzun yıllar vatana dönemedi. Yüzellilikler listesine konulmuştur. 1938’de çıkan af yasasıyla yurda dönebilmiştir. [2]
Sanırım bu örnekten sonra yazıyı uzatmaya gerek yok. Fakat her ne olursa olsun, yıllar geçse de gerçeklik karşımızda sırıtıyor.
[1] (Osmanlı’nın son döneminde Pontos Rumları. Büyük Güçler, Diaspora ve Silahlı Kalkışma, Ötüken Yayınları, yazar Aydın Özgören, sayfa 271)
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96mer_Fevzi_Ey%C3%BCbo%C4%9Flu